Sevgili Günlük

07.10.2024

    Bu yaz Cengiz Aytmatov'un "Toprak Ana" kitabını okumuştum. Bazen, bazı olaylar oluyor ve kendimi orada buluyorum. Sevip evlendiği, gençliğini ve ihtiyarlığını beraber yaşadığı adamı savaş başlayınca askere çağırıyorlar. Kadının üç evladı ve eşi cepheye gidiyor. Düşünüyorum da kendine gelememesi, sürekli yollarını gözlemesi, şehadet haberlerini alınca dayanamaması, dünyadan elini ayağını çekmiş olması geliyor insanın aklına. Ama o dik duruyor. Köydeki bütün kadınlar adına dik duruyor. Bütün kadınlar da cephedeki askerler için, ülkeleri için dik duruyor. Kadın tüm kolhozdaki işleri eline alıyor, hepsi insan üstü bir gayretle çalışıyorlar. Bunlar normal şeyler kahraman Türk kadını için.
    Şimdilerde kadın eğitim görmesin, sadece Kur'an okumayı bilsin, yemek yapsın, çocuğuna baksın, dışarı çıkmasın isteyen bir kesim var. Neden mi? Kadının çalışkanından, eğitimlisinden, kültürlüsünden tahmin edemeyeceğimiz kadar korkuyorlar. Kendilerinin keyifleri bir şeyleri başarmaya yetmediği için doğal olarak elbette çalışanları aşağı çekecekler ki kendileri küçük duruma düşmesin. Argüman olarak da İslam'ı kullanmaya çalışıp kendi menfaatlerini din diye anlatanlar bu konudan çok da uzak olmasa gerek. Ben "İlim Çin'de dahi olsa ona talip olun." diyen Efendimizin ümmetinden olmaya çalışıyorum. Araştıran, sorgulayan, neyi neden yaptığını öğrenmeye çalışan bir Müslüman olmaya çalışmak normaldir Türk kadını için.
    Bazılarının kafası önceden(!) "yeni doğan kız çocuğunu toprağa gömmekken" bizim atalarımız kızları doğmadan atını hazır eder, bir eline ok diğer eline yay verirdi. Bizim neslimiz için bir kadının yeri gelince ev işlerini çekip çevirmesi, yeri gelince de eline silah alıp savaşması normaldir. Kadını koruyoruz adı altında her şeyden mahrum eden kesim kimin neslinden bilmiyorum. "Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince" olmak normaldir Türk kadını için.
    Kimisi de eşine yaren olmayı, kültürlü ahlaklı nesiller yetiştirmeyi, evini çekip çevirmeyi tercih eder. Yeri gelir eşi yanındayken kavanozun kapağını açamaz, yeri gelir akşama kadar tarlada en ağır işlerde çalışır. Yeri gelir taşı sıkar suyunu çıkarır, yeri gelir bir bakışa yenilir. Ama maalesef yeri de gelir bir caninin eliyle ÖLÜR. Hem de hiçbir suçu yokken, nesli nereden gelme bilinmeyen bir suçlu tarafından. Bunlar normaldir kahraman Türk kadını için . Maalesef...

Blog Görseli